16 Kasım-15 Aralık 2020
Son bir aylık süreçte, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü; 5 Aralık 1934’te kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 86. yıldönümü; 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve toplumun yarısını oluşturan kadınları da yakından ilgilendiren 2021 Bütçesi görüşmeleri; hepsi bir arada TBMM gündemine denk düştü. Böyle olunca sanırsınız ki kadınların yaşadığı şiddet, ayrımcılık ve eşitsizlikler, enine boyuna konuşulacak; etkin çözüm yolları önerilecek, bütçe bu çözümlere yönelik kalemlerle donatılacak!
Öyle olmadı.
“Kadın” sözcüğü, tabii ki bu yıldönümleri sayesinde, Meclis kürsüsünde çok geçti, evet. Kimi milletvekili kadınların sahibi kendileriymiş gibi “kadınlarımız” dedi, milyonuncu kez ‘baş tacı’ ilan etti; çoğu şiddeti kınadı, geçti; kimi de kadına şiir yazdı…
İlgili bakanlara çokça soru soruldu, araştırma önergeleri verildi, kadın milletvekilleri kadının sesini duyurmak için çabalamaya devam etti. Ancak Meclis’te demokrasinin özüne aykırı biçimde, herhangi bir sağlıklı tartışma ve değişim yapabilme ortamının yaratılmasına izin verilmedi, yine aynı iki cümle tekrar edildi:
“Kabul edenler, etmeyenler…. Kabul edilmemiştir.”
Meclis Araştırma talepleri reddedildi, soru önergelerinin çoğu cevaplanmadı. Kadınların yaşadığı şiddete karşı dayanışma günü olan 25 Kasım vesilesiyle iktidar partisi milletvekilleriyle muhalefet arasında kadına yönelik şiddete yaklaşım konusunda polemikler oldu. Kimi iktidar milletvekilleri kadına şiddet yerine, kadının içinde şiddet gördüğü, öldürüldüğü aileyi ve önemini anlatmayı tercih etti.
Özellikle Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2021 Bütçesi görüşülürken kadın milletvekilleri, bütçelerin toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmemesinin eşitsizliği daha da derinleştirdiğini söylediler. Ama bir şey değişmedi. Bütçe geldiği gibi kabul gördü.
Birçok kadın milletvekili ve hatta bazı erkek milletvekilleri ‘İstanbul Sözleşmesini Uygula” yazılı maskelerle Meclis’e gelirken, aynı maskeleri takan milletvekili danışmanları Meclis yerleşkesinde iki kez durdurularak maskeleri çıkarmaları istendi.
Meclis’te bütün bunlar olurken dışarıda kadınlar şiddet görmeye, öldürülmeye, işsiz olmaya, yoksul kalmaya devam etti.
Sonuç olarak, EŞİK’in 3. TBMM İzleme Raporu’na yansıyan bu bir aylık süreçte TBMM’de:
- Genel kurullarda yapılan yüzlerce konuşmadan sadece 94’ü kadınların yaşadığı sorunlara değindi.
O da 25 Kasım ve 5 Aralık günleri sayesinde! - 12 grup toplantısından yalnızca 3’ünde kadınların talepleri kürsüye yansıdı.
- CHP gruplarında kadının adı hiç geçmedi.
- Cumhurbaşkanı kadını 1 kez andı, onu da yanlış andı; 25 Kasım’a ‘Kadınla Mücadele Günü’ dedi.
- Verilen 519 soru önergesinden sadece 30’u;
- 62 kanun teklifinden yalnızca 3’ü;
- 103 meclis araştırma önergesinden 13’ü;
- yapılan 111 basın toplantısından ancak 5’i kadınlarla ilgiliydi.
- 2021 ‘Erkek’ Bütçesi’nin içinde ‘kadın’ ya da kadın erkek eşitliğini sağlamaya yönelik programlar zaten geçmiyordu.
Raporun tamamı için tıklayınız
Kaynak: https://esikplatform.net