28 Kasım 2023 tarihinde Derneğimiz tarafından İstanbul Sözleşmesi’nin feshine dair cumhurbaşkanı kararnamelerinin iptali için açılan davanın Danıştay’da duruşması vardı. Bizden başka bu kararın iptali için dava açan dernekler, vakıflar, barolar ve bireylerin davaları olmak üzere toplam 24 dosya için de aynı gün aynı saate duruşma verilmişti.
2022 yılı içinde dört gün boyunca başka başvurucuların duruşmaları yapılmış Danıştay 10. Dairesinin 3 hakimi kararnamenin hukuka uygun olduğunu, 2 hakimi ise kararnamenin hukuka aykırı olduğunu belirterek, İstanbul Sözleşmesini fesheden kararnemenin iptali için açılan davaları reddetmişti.
Sonrasında yapılan temyiz başvurularında, ne yazık ki, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu oy çokluğu ile Danıştay 10. Dairesinin kararlarını onamıştı.
Yani 28 Kasım 2023 de yapılan duruşma, aynı konularla ilgili olarak aynı mahkeme ve aynı hakimler tarafından yapılan beşinci duruşma idi. Diğer dört duruşmada da hakimlerin verdikleri kararlar ve gerekçeleri zaten belli idi.
Kararnamelerin hukuka uygun olduğunu düşünerek iptal davalarının reddi yönünde karar veren hakimlerin kararın gerekçelerinde hangi kanun maddesine dayanarak hukuka uygun olduğuna dair bir açıklamaları yoktu buna karşılık davalı cumhurbaşkanlığı vekillerinin açıklamalarını aynen tekrarlıyorlardı.
Kararnamenin hukuka uygun olmadığını savunan hakimler ise olması gerektiği gibi tek tek İstanbul sözleşmesinin İnsan Haklarını düzenleyen bir sözleşme olduğunu, yasama organı tarafından uygun bulunarak kabul edildiğini, kanunlar üstü bir sözleşme olduğunu ve cumhurbaşkanı kararnamesi ile feshedilemeyeceğini, bunun Anayasa’ya açıkça aykırı olduğunu anlatmışlardı.
Biz ve diğer davacılar da, dava dilekçelerimizde bunu açıkça yeniden belirtmiştik. Fakat iptal kararının verilmemesi açıkça hukuki değil siyasi bir karardı. Bizim duruşmamızda da aynı hakimler tarafından yapılacak ve kararı aynı hakimler karar verecekti.
İlk olarak derneğimiz üyesi Avukatı Nagihan BULDUK, hukuki olarak siyasi karar veren hakimleri reddetmemiz gerektiği görüşünü sundu. Diğer avukatlarımız tarafından da benimsenen bu görüş yaptığımız toplantılar ile dernekte değerlendirildi. Neticede aldığımız “hakimlerin reddedilmesi” kararını, dernek karar defterimize de yazdık.
Bu arada bu görüşümüzü aynı gün duruşması olan diğer STKlarla da paylaştık.
28 Kasım günü duruşma salonunda ilk söz alan dernek avukatı Mehtap Yılmaz Uçar kararnamelerin anayasaya aykırılığını anlattı. Ardından avukat Esra Gençer Özdemir hakimlere; “Neden hiçbir veri istemediniz, neden bu mahkeme meraksız kaldı?” diye sorarken İstanbul Sözleşmesinin neden önemli olduğunu tekrar tekrar anlattı.
Avukat Nagihan Bulduk mahkeme heyetine Bangolar Yargı Etiği’ni hatırlattı. Bangolar yargı etiğinin maddelerini tek tek yüzlerine okurken başkan: “hepsini okuyacak mısınız?” diye sordu. Belki dinlemek ağır gelmiştir! Sonrasında etik kurallara uymayan ve yasaya göre değil siyasi iradeye göre karar veren mahkeme üyelerini reddettik. Bu yöndeki talebimizi yazılı olarak ve delilleri ile birlikte sunduk.
İstanbul sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz.